25 Mayıs 2011 Çarşamba

seyir

    söylemek istediğim onca şey yitip gider seyir esnasında. günlerim geçiyor, bir birine benzer gibi görünüp nice minik kayda değer ayrıntıyı hayatımın yüksek debisiyle alüvyonlarında biriktirerek... her birinize söylemek istediklerim var vazgeçip durduğum. aklımdasınız ama az ama çok, ama endişeli ama neşeli. kalabalık değil içim; azsınız, özenle tek tek seçtim hepinizi koydum yerli yerine. şimdi durup öylece seyreyliyorum yorgun seyir vakitleri, kelimeler, düşünceler, düşler biriktiriyorum, giderilmeyecek özlemlerin bağrında...
    yalnızlığımın hüznüne ayak direyen inatçı kararlılığım ile bir başıma burun dikine sürüyorum izlerimi, tırnaklarımın içi doluyor aşıntı taneleriyle, umut patikaları bırakıyorum ardımda yolunu kaybetmiş masal kahramanları çakıl taşları ile yollarını bulsun diye...
     hiç bir bağım yokmuş gibi ilerliyorum zamanda, ne seviştiklerim ne savaştıklarım, bir başınalığın kimi zaman acınası gururu ile dümdüzlükte. sadeliğin sonsuzluğu ile arınıyorum mutsuzluklarımdan, durulanıyor söylemek istediklerim bir beyazlık kaplıyor kelamlarımı, kafi geliyor sedasızlık karmaşık seyrimde iletiyorum varlığınıza kuru selamlarımı!

10 Mayıs 2011 Salı

yeni

     karalayacak bembeyaz sayfanın tatlı ve tedirgin heyecanı. yıllar evvel çocukluğun eskitildiği sokaklarda şimdi gelecek inşasının temelleri atılıyor. sesleri geliyor uzaktan bugün sonrasında ise olay yerine bizzat dahil olunacak. merak, istek, acaba, umut, inanç. sessiz sedasız işlevsiz geçen onca vaktin acısı çıkarılmalı şimdi. hiç bir işe yaramamış zaman müsveddelerinin getirdiği yersiz sancılar da cabası. şimdi ise hepsi derinlere gömülmeye mahkum bir kutuda ağır kilitler altında. yen'i! duyulası en tatlı seda kulaklarda şimdi. tertemiz onlarca sayfa budalası yeteneksizliklerin tortop edilip köşelere savrulmasıyla edilmiş onca hebanın akıbetinde değil üstelik. üstüne basarak dikey mesafeler katedilen yorgunluklar; bir işe yaradıklarına şahit olmaktır belki de içerilere salınan bu inancın ve sakinliğin müsebbibi.kronik monologlarda azan pragmatist haller ehlileşemedi demek. belki de böyle törpülenmemiş tavrı daha makbuldür!
                                                                
                                                                 sükut altınsa sessizliğin yeni mabedine uğurlanıyor şimdi...